ADIL INGILIZCE

Adil İngilizce, herkesin anlayabileceği net ve açık bir İngilizce kullanmaktır. Bu, belirli bir dil seviyesinde olanlar için bile anlaşılması kolaydır. Adil İngilizce, özellikle dil engeli olan veya farklı bir kültürden gelen insanlarla iletişim kurarken kullanışlıdır. Adil İngilizce, sadece bir kelime haznesi veya gramer konusunda yeterliliği ifade etmez, aynı zamanda doğru tonu ve üslubu kullanmak anlamına da gelir. Bu, herhangi bir şiddet içermeyen, ayrımcılık yapmayan ve diğer kişiye saygı gösteren bir dil kullanmaktır. Adil İngilizce, iş dünyasında, eğitimde, hukukta ve diğer birçok alanda yaygın şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca, dil engellerini aşmak ve daha fazla insanla iletişim kurmak için kullanışlıdır. Sonuç olarak, Adil İngilizce, herkesin anlayabileceği net ve açık bir iletişim şeklidir. Doğru ton ve üslup kullanarak, çeşitli kültürlerden ve dillerden insanlarla daha iyi iletişim kurabiliriz.

adil, makul ve fark gözetmeme koşulları. frand (fair reasonable and non-discriminating) terms i. Ticaret/Ekonomi. vergi yükünün daha adil dağıtılması amacıyla gayrimenkullerin yeni bir değerlendirmeye tabi tutulması. equalization of . adil: fair adj. 3: Common Usage: adil: just adj. General: 4: General: adil: impartial adj. 5: General: adil: righteous adj. 6: General: adil: fair adj. 7: General: adil: lawful adj. 8: General: adil: equitable adj. 9: General: adil: dealing justly adj. General: adil: just adj. General: adil: nondiscriminatory adj. General: adil.

About Press Copyright Contact us Creators Advertise Developers Terms Privacy Policy & Safety How YouTube works Test new features NFL Sunday Ticket Press Copyright. Le site web "ADiL" a reçu le Prix «e-mtiaz » dans la catégorie "Contenu électronique", lors de la cérémonie officielle de la 11ème édition du Prix National de l’Administration Electronique. Le trophée a été remis par le Chef du Gouvernement marocain.

adil, adaletli, insaflı, dürüst s. sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir. Their boss made a fair decision that they could both respect. Patronu, her ikisinin de saygı gösterebileceği adil bir karar aldı. Chris, adil oynamanı öğreterek büyüttüler seni. Chris, you've been brought up in a tradition of fair play. Herbirimizin yarı yarıya para koymasının daha adil olduğunu düşünüyorum.